5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun’a göre; “fiziksel, zihinsel, ruhsal ve duyusal yetilerinde çeşitli düzeyde kayıplarından dolayı topluma diğer bireyler ile birlikte eşit koşullarda tam ve etkin katılımını kısıtlayan tutum ve çevre koşullarından etkilenen birey” engelli olarak tanımlanıyor.

OECD-AB ve Türkiye verilerine göre; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 15’i engelli bireylerden oluşuyor. Bu, dünyada 1 milyar engelli olduğunu gösteriyor. Türkiye’de ise, Ulusal Engelli Veri Tabanına göre; engelli birey sayısı 2.511.950. Ancak resmi olmayan rakamlara göre, ülkemizdeki engelli sayısı 9 milyon civarında.

ENGELLİ ÇALIŞTIRMA ZORUNLULUĞU VE ÇALIŞTIRANA TEŞVİK VAR

Anayasa’nın 48, 50 ve 61. maddeleri uyarınca verilen görevler çerçevesinde; Türkiye’de engellilerin işçi olarak istihdamı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesinde öngörülen kota sistemi ile sağlanmaya çalışılıyor.

Engel durumuna göre; tüm vücut fonksiyon kayıplarının en az yüzde 40’ından yoksun olduklarını, yetkili sağlık kuruluşlarından alacakları engelli sağlık kurulu raporu ile belgeleyenler, İşkur’a “engelli” statüsünde kayıt yaptırabiliyorlar.

Meslekte çalışma güç kaybı oranı vb. oranlar dikkate alınmamakta olup, tüm vücut fonksiyon kaybı oranına bakılıyor. Engelli sağlık raporunda çalışamaz ifadesi yer alıyorsa, kişinin engelli kaydı yapılamaz. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesinde öngörülen kota sistemi kapsamında; 50 veya daha fazla işçi (tarım ve orman işletmelerinde 51 veya daha fazla) çalıştırdıkları,

Özel sektör işyerlerinde yüzde 3 engelli,

Kamu işyerlerinde ise yüzde 4 engelli ile yüzde 2 eski hükümlü veya terörle mücadelede malul sayılmayacak şekilde yaralanan işçiyi meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlüdürler.

Yer altı ve su altı işlerinde engelli işçi çalıştırılamaz. Ayrıca engelliler, sağlık kurulu raporunda çalıştırılamayacakları belirtilen işlerde çalıştırılamaz.

Özel sektör işverenlerinin çalıştırdıkları her bir engelli için, asgari ücret düzeyindeki sosyal güvenlik primi işveren paylarının tamamının Hazine’ce karşılandığını da hatırlatmak isterim

TAKİP VE DENETİM YAPILIYOR MU?

4857 sayılı İş Kanunu’nun 30’uncu maddesi gereğince; istihdamı zorunlu engelli kontenjanlarının takibi, aylık olarak düzenli biçimde Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri’nce yapılmak zorundadır. Engelli kontenjan açığı bulunan işverenlerle iletişime geçilerek, alınan engelli işgücü talepleri Kurumun internet sayfasında yayımlanıp, açık kalan kontenjanların kapatılmasını sağlamak İŞKUR ‘a yasa ile verilmiş bir görevdir. Kanun hükmü gereğince, işverenlerin engelli işçileri meslek, beden ve ruhi durumlarına uygun işlerde çalıştırmakla yükümlü olmaları nedeniyle, işverenin talebine şartları tutarak başvuru yapan ve görüşmeye gelen engellileri işverenin uygun bulmayarak işe almaması veya engelli kontenjan açığı için talep vermeyerek yükümlülüğünü yerine getirmemesi durumunda; işverenlere 4857 sayılı İş Kanunu’nun 101’inci maddesine istinaden, çalıştırmadığı her engelli  ve çalıştırmadığı her ay için Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü’nce idari para cezası (2024 yılı için 20.951-TL) uygulanmak zorundadır.

İŞKUR’un yasa ile kendisine verilen görevi yapıp yapmadığına bir bakalım. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın en son Nisan 2023’te yayımladığı Engelli ve Yaşlılık İstatistik Bültenine göre; Mart 2023 itibari ile özel sektör işyerlerinde çalıştırılan engelli sayısı 104.536 kişidir. Engelli çalıştırmak zorunda olan 50 veya üzeri işçi çalıştıran işyeri sayısı ve buralarda çalıştırılan toplam işçi sayısını gösteren aşağıdaki tabloya göre, 7.058.341 çalışanın yüzde 3‘ü olan 211.750 kişinin engelli olarak işe alınması gerekirdi.

Şimdi bir hesap yapalım. Rakamları zaman farklılıklarını da dikkate alarak yuvarlıyorum. Son 5 yılda, engelli olarak çalıştırılması gerektiği halde çalıştırılmayan 100.000 kişi için kesilmesi gereken idari para cezası tutarı ne olur?

Çalıştırılmayan engelli sayısını (100.000 kişi), 5 yıl yani 60 ay ile çarpacağız sonra da 20.951-TL ile çarpacağız. Yani 100.000*60*20.951-TL=125 milyar 706 milyon TL şirketlere kesilmesi gerektiği halde kesilmeyen idari para cezası var. Engelli çalıştırması gereken işyerlerinin bütün verileri elinizde, ilave bir çalışmaya da gerek yok. Görevinizi yapmak yerine nasihat ettiğiniz anlaşılıyor. Teftişlerin ana motivasyonu tabi ki sadece ceza kesmek olmamalı, rehberlik de önemli. Belirli bir büyüklüğün üzerindeki işyerleri için getirilmiş, sosyal devlet kavramının olmazsa olmaz bir özelliğini ifade eden engelli istihdamı konusunda ihmal, umursamama asla kabul edilemez. Yasal zorlama olmasa, şu anda engelli kontenjanından çalıştırılan 104.000 kişinin kaçına iş verilirdi acaba?

Tasarruf için, memurun yılda 2.6 milyar TL maliyeti olan servisine göz dikmek kolay. Alın size bir yıllık tasarruf planınız olan 100 milyar TL’den daha fazla ilave kaynak.