Bilindiği gibi, vergi yargısının hakemliğine müracaat eden bir çok mükellef, vergi yargısında davasını kaybetmesi halinde konuyla ilgili vergi mahkemesi kararını ilgisine göre Bölge İdare Mahkemesine veya kararın durumuna göre Danıştay nezdinde temyiz talebinde bulunabilmektedir.

Bugün itibari ile yürürlükteki 2577 sayılı İYUK mevzuatına göre; tek hakim ile verilen vergi mahkemesi kararları üzerine itiraz mercii Bölge İdare Mahkemeleridir. Vergi mahkemesi tarafından üçlü heyet şeklinde verilen kararlar üzerine ise Danıştay’a temyiz müracaatında bulunulabilmektedir.

Vergi mahkemesinin tek hakim ile vermiş olduğu kararlar 30 gün içerisinde Bölge İdare Mahkemesi nezdinde itiraz edilebilir. Vergi mahkemesinin heyet şeklinde vermiş olduğu karar ise, mahkeme kararının tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içinde Danıştay’a temyiz yoluyla müracaat edilebilir.

Burada üzerinde durulması gereken asıl sorun vergi mahkemesinde açmış olduğu vergi iptal davası aleyhine sonuçlanan mükellefin sonraki aşamalarda yaşayabileceği mali risklerin neler olabileceğidir.

Buna göre;

a) Vergi mahkemesinde açmış olduğu davayı kaybeden mükellefin ilgili kararı 30 gün içerisinde bir üst yargı organına itiraz/temyiz şeklinde taşıması ve kararı bozdurmak amacıyla başvuru yapması gerekir.

b) Bu arada, mükellefin davasını ilk dereceli mahkemelerde kaybetmesi üzerine davalı vergi dairesi tarafından, mükellefe 2 nolu vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edilerek kaybedilen davanın içerdiği vergi ve ceza miktarları ve ayrıca gecikme faizi, varsa, harç tutarı tebliğ edilir. Mükellefe 30 günlük ödeme vadesi verilir.

c) Vergi dairesinden mükellefe tebliğ edilen 2 nolu ihbarnamenin tebliği üzerine 30 gün içerisinde vergi dairesine müracaat edilerek, konuyla ilgili bilgi verilmelidir. Burada söz konusu vergi mahkemesi kararının itiraz/temyiz edildiği, Yürütmenin Durdurulması talebinde bulunulduğu hususları vergi dairesine bildirilmelidir.

d) Vergi mahkemesinde açılan davanın mükellef aleyhine karar verilmesi üzerine, bir üst yargı merciine müracaat mutlak surette İYUK mad. 27-28 hükümlerine göre “Yürütmenin Durdurulması” talebinde bulunulmalıdır. Bu aşamada vergi dairesi tarafından mükellefe Yürütmenin Durdurulması ile ilgili talebin kararı sonuçlanıncaya kadar herhangi bir haciz, e-haciz vs. yapamaz.

e) Yürütmenin durdurulması talebi mükellefin lehine sonuçlandığı zaman, mükellef hakkında uygulanan bütün işlemler ( e-haciz, haciz, araç yakalama) durdurulur. Hatta mükellefin borcu yoktur belgesi talep etmesi halinde bile bu belge verilebilir.

f) Mükellef tarafından açılan davanın kısmen veya tamamen mükellef aleyhine sonuçlanması halinde dava konusu yapılan vergilerin ödenmemiş kısmı üzerinden, tarhiyatın ilgili bulunduğu döneme ilişkin normal vade tarihinden itibaren vergi mahkemesi kararının vergi dairesine tebliğ edildiği tarihe kadar geçen süre için, VUK 112/3. maddesine göre hesaplanan gecikme faizi de aynı süre içinde ödenir.

g) Ödeme emrine karşı açılan davaların reddi ve kesinleşen yargı kararı üzerine 6183 sayılı Kanunun ilgili hükümlerine göre takibat işlemleri devam eder. Söz konusu ödeme emri içeriğinde yer alan borçların 30 gün içerisinde ödenmesi zorunludur.

h) Bazı hallerde, Vergi Daireleri tarafından mükellefiyetin resen terki veya 213 sayılı VUK Md. 160/A kapsamında vergi kayıtları sonlandırılan mükellefler de bu durumun telafisi için vergi yargısında 30 gün içerisinde yürütmenin durdurulması istemli iptal davası açabilirler. Vergi yargısı, açılan davanın kabulü şeklinde ve yürütmenin durdurulmasına karar verirse bu karar Vergi Dairesi’ne tebliğ üzerine 30 gün içerisinde mükellefin vergi kaydının yeniden açılması gerekmektedir.

i) Bazı durumlarda, Örneğin Vergi Mahkemesi’nde mükellefin açtığı davanın mükellef lehine sonuçlanması halinde, doğal olarak vergi idaresi bu durumu istinaf veya temyiz edecektir. İstinaf veya temyiz sonucu üst mahkemeden mükellef aleyhine yani idarenin lehine bozma kararı gelebilir. Bu durumda, Vergi Dairesi tarafından mükellefe 2 nolu ihbarname tebliğ edilerek evvelce vergi mahkemesinde kazanmış olduğu dava aleyhe döndüğü için bozma kararı gereği mükellef 30 gün içerisinde söz konusu vergi ve cezaları ödemesi gerekmektedir. Doğal olarak, bu karara karşı mükellefin bir üst yargı merciine 30 gün içerisinde gitmesi gerekecektir.

j) Özel esaslara , yani kod listesine alma işlemi veya katma değer vergisi iade taleplerinin Vergi İnceleme Raporu’nun sonucuna göre yerine getirilmesine ilişkin davalarda, KDV kanununun 36. Maddesi değişiklik sonrası durumda da vergi yargısında iptal davası açılması mümkündür. 52 Seri No’lu KDV Genel Uygulama Tebliği uyarınca Özel Esaslar’a alınan mükelleflerinde bu işleme iptal için vergi yargısına giderek bu işlemi iptal ettirmeleri söz konusudur.Konuyla ilgili emsal vergi mahkemesi kararları son günlerde artmaktadır. (Bkz. Aydemir Hüseyin, Vergi Davaları, Seçkin Yayıncılık, Ankara 2025 , ss 280-291)

Sonuç olarak, vergi mahkemesinde davasını kaybeden mükellefin bir üst yargı organına konuyu taşıması halinde yürütmenin durdurulması talebinde bulunması gerekir. Yüksek mahkeme dosyanın veya mükellefin talebi kapsamında duruma göre teminat karşılığında mükellefin YD talebini kabul edebilir.

Bazı hallerde ise Yüksek Mahkeme mükellefin temyiz/itiraz talebiyle ilgili teminat istemeden de Yürütmenin Durdurulması hakkında karar verebilir. Mükellefin temyiz aşamasında devam eden davasıyla ilgili olarak vergi dairesine “emaneten” ödeme yapabilir. Bu gibi durumlarda yüksek mahkeme tarafından Yürütmenin Durdurulması hakkında karar verilmiş ise; mükellefin ödediği para kendisine geri iade olunur.[1]

------------

[1] Bkz: 16.07.2014 gün ve 75000 sayılı Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı Yazısı.