Ülkemizde de 1980’li yıllardan sonra kurulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bu işlevini sürdürmektedir. Ancak borsaları tasarruf sahiplerine güven vermeleri için çok iyi denetleniyor olması ve borsaya kayıtlı şirketlerin sundukları mali tabloların güvenilir olması gerekmektedir.

Bir ülkede ekonomiyi tetikleyecek en önemli unsurlardan biri de, toplumsal tasarrufun artışının sağlanmasıdır. Genellikle toplumsal tasarruf Ekonomik kayıplara uğramamak için Gelir getirici değişik alternatifleri denemektedir. Bunlar faiz, döviz veya menkul kıymetler borsasından hisse satın almaktır. Esasen gelişmiş ülkelerde en çok tasarrufların değerlendirildiği alan menkul kıymet borsalarıdır. Ülkemizde de 1980’li yıllardan sonra kurulan İstanbul Menkul Kıymetler Borsası bu işlevini sürdürmektedir. Ancak borsaları tasarruf sahiplerine güven vermeleri için çok iyi denetleniyor olması ve borsaya kayıtlı şirketlerin sundukları mali tabloların güvenilir olması gerekmektedir.

Ekonomist Turhan Bozkurt tarafından verilen bilgilerde gördüğümüz üzere, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’nda yaşanan bazı işlemlerin istenilen güveni aşındırdığı görülmektedir. Ferit Şahenk'in büyük hissedar olduğu Doğuş Oto Şirketi’nin çok karlı olması nedeniyle son zamanda hisselerinin 180-190 TL’ ye çıktığı görülmektedir. Ancak aynı kişiye ait Doğuş Gayrimenkul Yatırım Ortaklığının büyük oranda zararlı olduğu da bilinmektedir. Doğuş Grubu yaptığı bir operasyonla zararlı olan gayrimenkul yatırım ortaklığı şirketini kârlı olan Doğuş Otomotiv şirketine satmıştır. Diğer bir ifadeyle zararı Doğuş Oto şirketine yani onun ortaklarına yüklemiştir. Bu durumda bir anda Doğuş Oto şirketinin hisseleri 135 t ye kadar gerilemiştir.

Göz göre göre küçük tasarruf sahipleri bir şirketin zararını üstlenmiş ve büyük kayıplara uğramışlardır. Menkul kıymetler borsasında dönen bu oyunları denetleyip gerekli yaptırımları uygulaması gereken SPK ve BDDK gibi kurumların Bu duruma seyirci kaldığı görülmektedir.

Oynanan bu tür oyunlar ilk olmayıp borsada sıkça görünen durumlar olması nedeniyle küçük tasarrufçu sürekli borsaya uzak durmaya çalışmaktadır. Ayrıca tasarruflarını borsada değerlendirmek isteyenlerin az da olsa ekonomi okuryazarlığı olması gerekmektedir. Bir de bu tür manipülasyonlar ortaya çıkınca küçük yatırımcı borsa yerine farklı alternatifleri ve özellikle dövizi tercih etmelerinden dövize talebin artmasına neden olmaktadır.

Oysa sağlıklı çalışan menkul kıymet borsaları ülke ekonomileri için çok önemlidir. Şirketleri önemli yatırım kaynaklarını bu piyasalardan sağlayıp yatırım yapmanın önü açılmaktadır. O nedenle menkul kıymet borsalarının küçük yatırımcının tam güvenini kazanmış, denetim kuruluşlarının güveni sağlamanın önemli unsurları olduğuna inanmış olması gerekir. Ne yazık ki yaşanan bu tür olaylar nedeniyle borsada yatırım yapan küçük tasarrufçu sayısı bir türlü 4 milyonu geçememiştir.

Mesleğim gereği mali tabloları okuma ve değerlendirme durumunda olmama karşın menkul kıymetler borsasıyla kısa bir dönem dışında ilgilenmedim. İlgilendiğim dönemde de şirket Hisselerinin değerlendirilmesinde mali tablolarla çok fazla paralellik oluşmadığını gördüm. Yukarıda anlatmaya çalıştığım Doğuş Holding operasyonu da bu durumun tipik bir örneğidir.

Sanırım ilk önce başta SPK olmak üzere tüm denetim kurumlarının amaçlarına uygun spekülasyonları izin vermeyen açık ve net tavırlar içinde olması gerekiyor. Bunun sağlanması durumunda küçük yatırımcının güveni sağlanmış olacaktır. İşte o zaman borsadaki şirket hisseleri yatırımcı için en önemli tercih neden olacaktır.

Kocaeli | Fikret GÖKMEN