Bu haftaki yazıma Villiam Golding’ in” sineklerin çağrısı” romanında gecen bazı sözlerle başlamak istiyorum.

Bilinen ama söylenemeyenlerin ağırlığı çökmüş havaya

Bazı anlar vardır, kelimeler yetersiz kalır.

İnsan her şeyi net bir şekilde hisseder, ama ifade etme gücü bulamaz.

Bu durum sessizliğin en ağır halini yansıtır.

Sözler boğazda düğümlenir.

Duygular ve düşünceler birikir, ama dışa vuramaz.

Bu birikim havaya bir baskı gibidir.

Gözle görülmez ama herkes tarafından hissedilir.

Evet ,Villiam Golding’in bu sözleri sizce neyi anımsatıyor.

Bence özgürce tartışamamanın toplumda yarattığı hoşnutsuzluğun çok güzel bir ifadesi.

Toplumda insanlar düşüncelerinden dolayı suçlamaları artarsa, bunun gözde görülemeyeceğini ama herkes tarafından hissedileceğini ifade etmektedir.

Yaşadığımız bu dönemde bırakınız sade vatandaşları, ana muhalefet partisi genel başkanının bile çok masum sözleri soruşturma veya dava konusu olabiliyor.

Geçtiğimiz günlerde, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı sayın Özgür Özel hakkında, Millî Savunma Bakanlığı ve komutanlar manevi tazminat davası açtılar.

Dava konusu, teğmenlerin ihracına karşı çıkan komutanların,” ahını alıyorsunuz” sözüydü.

Aslında bu sözü söylendiğinden bugüne iki aydan fazla bir süre geçmiş. Herhangi bir dava açılmamış. Ne zaman ki Cumhurbaşkanı komutanlara dava açma talimatı verdiğinden kısa bir süre sonra dava açılmıştır.

Davanın konusu da yukarıda da belirtildiği gibi” ahını alma” sözünden incinmedir.

İki ay önce incinme olmadı mı? Cumhurbaşkanı hatırlatınca mı incinme oldu.

İşte bu hususlarda bile ana muhalefet partisi Genel Başkanı dahi konuşması dava konusu oluyorsa vatandaşın durumu daha da sıkıntılı değil mi?

Bir başka olayda, gurme Vedat Milor'un olayı.

Bilindiği üzere, CHP belediyeleri kent lokantaları adı altında bir sosyal hizmet uygulamaktadırlar. Gurme Vedat Milor de 40-50 TL bedelle verilen bu yemeklerin kaliteleri konusunda kendince bir inceleme yapmış.

Üsküdar Kent Lokantasına girerek yemekleri incelemiş ve olumlu bir görüşü kendi sitesinde paylaşmış.

Ticaret Bakanlığının başka işi yokmuş gibi, hemen gurme hakkında haksız rekabete neden olduğu gerekçesiyle yazılı ifade istemiş.

Gerçekten çok düşündürücü değil mi?

Vatandaşların uzun kuyruklar oluşturarak yararlandıkları bu mekanların, 6.000 TL tutarlı iftar yemekleriyle rekabet ediyor olması düşünülebilir mi?

Ülke sorunlarını konuşurken, hep sözler Villiam Goldinğ’in tespiti gibi boğazımızda mı düğümlenecek.