Genel olarak

Ceza hukuku devletin, Ceza yaptırım tehdidi ile uygulamasını sağlamaya çalıştığı emir ve yasaklarını içeren hukuk kuralarını ifade etmektedir. Ceza muhakemesi hukukunun amacı: insanlık onurunun, hukukun ve ceza muhakemesi hukukunun temel prensiplerinin daima göz önünde bulundurulması suretiyle maddi gerçeği araştırıp ortaya çıkartmasıdır.[1]Vergi kabahat suçlarında; uzlaşmaya konu olan durumun, kanunun belirlediği suç veya kabahatin, fiilin oluşup oluşmadığı henüz beli olmayan bir durumun veya ihtilafın kısa sürede uzlaşıp sonuçlanması amaçlanmaktadır. Ceza hukuku anlamında hukuka aykırı fiili işleyen kimse suçun failidir.[2]Cezanın, failin eyleminden dolayı kınanabilmesi durumda uygulanabilmesini ifade eden kusur ilkesi, modern ceza hukukunda ceza sorumluluğunun temel taşlarından biridir. Bu ilke bir yandan kusursuz bir kimseye ceza verilmeyeceğini öngördüğü gibi, diğer yandan faile kusurdan daha ağır ceza uygulanmasını yasaklamaktadır.[3]Vergi kanunlarında yer alan hükümlere aykırı davranmaları cezalandırmak amacı taşıyan; vergi idareleri tarafından idari usullere uygun olarak kesilen ve herhangi bir yargısal karara ihtiyaç duyulmaksızın uygulanabilen mali ve idari nitelikteki yaptırımların kapsamında olup olmadığıdır.[4]İsnat edilen suçla ilgili usul yönünden uygunluk probleminin varlığıdır. Usule uygunluğu denetlenmemiş durumun varlığı vardır. Uzlaşma Müessesi mağdurun korunması ve yargının hızlandırılması gibi amaçlarını hayata geçirirken sanığa uzun mücadelelerle neticesinde tanınan hakların göz ardı edilmesine yol açabilecek olması, bu müessesenin ceza hukukunun ve ceza muhakemesi hukukunun temel ilkeleriyle çatışmalar yaşamasına neden olmaktadır.[5]


a)KUSUR İLKESİ VE UZLAŞMA: Kusur sorumluluğu esasına dayanan ceza hukukunda kusurlu olan kişinin kusuru oranında sorumlu olması ilkesi geçerlidir. Oysa uzlaşma halinde kusur ile ceza arasında orantı sağlanamamaktadır. Uzlaşmanın hayata geçirilmesi sanığın suçu ve suçtan doğan mesuliyeti kabul etmesine dayandığından, bu müessesede geleneksel ceza muhakemesinde olduğu gibi maddi gerçeğin araştırılması söz konusu değildir.[6]Haksızlık oluşturan bir fiilin suç veya kabahat olarak tanımlanmasında, izlenen suç politikası etkili olmaktadır. Ancak bir fiilin suç veya kabahat olarak tanımlanmasında, bunu esasen haksızlık ifade etmesi gerektiği hususu göz önünde bulundurulmalıdır. Esas itibariyle haksızlık ifade etmeyen hukuka aykırı olmayan bir fiil hiçbir suretle suç ve kabahat olarak tanımlanamaz.[7]Uzlaşma Müessesinde İdarece düzenlenen vergi kabahat cezasının hukukun tanımladığı suç unsurlarını tamamen barındırıp, barınmadığına bakılmaksızın düzenlenen vergi ve cezaların üzerinde indirme yapılarak uzlaşma sağlanmaktadır. Kusur işlenmemiş bir fiil için vergi ceza ödemesine razı olunmuş bir haksızlık da doğabilmektedir. Yasama, bireyi mahkemeler önüne çıkaracak belgenin güçlü ve ikna edici nedenlilerle donatılmasını istemektedir. Öne sürülen sıradan bir kuşku değil, bireyi işinden gücünden edebilecek, onun malvarlığı, özgürlüğü ve kimi zamanda yaşamı üzerinde ağır ve derin etkileri yaratacak veya izler bırakacak bir şüphedir. Kuşku olmaklık, dayanaksız, temelsiz soyut olmaklık değildir. Aksine gerçeklik olmayı isteyecek kadar dayanaklı temelli ve somut olmaklığı zorunlu kılmaktadır.[8]Uzlaşmanın konusu İdarinin düzenlediği vergi ve cezaların konusu ve kabahatin oluşturduğu aykırılık unsurları tümünü içerdiğini söylenemez. Bu itibariyle somut gerekçelere dayanarak tarhiyatın yapıldığının ileri sürülmesi güçtür.


b)ADİL YARGILAMA HUKUKU VE UZLAŞMA: Adil yargılama hakkı adil bir yargılamanın öneminin gereklerini güvence altına alır. Adıl yargılama Anayasanın 36/2 inci maddesi ile koruma altına alınan temel haklar olarak kabul edilmektedir Avrupa insan Hakları sözleşmesi aynı güvenceyi yenilemektedir. Ancak İdari kabahat cezaları düzenlenmesine karşı uzlaşma müessesi bu hak güvencesi ilkesi ile çatışmaktadır. Uzlaşma esas itibariyle adil yargılama hakkını ihlal eden bir müessesedir. Adil yargılama hakkı genel olarak ihtilafların tarafları arasında fiili ve hukuki bir fark gözetmeksizin iddia ve savunmaların eşit ölçüde ve karşılıklı olarak yapıldığı dürüst bir yargılamadır.[9]İdari cezaların idare ile mükellefler arasında uzlaşmada adil yargılama ilkesine aykırı olduğu, uzlaşmada bir yargılamadan söz edilemez. Adıl yargılanma hakkı, adaletin dağıtımı ile değil adaletin adıl’ dağıtımı ile ilgili olup yargılama sürecinde asıl bir karar verilebilmesi için[af1] gerekli olan koşulların sağlanması gereğini ifade etiğinden aynı zamanda yargılamada bir adalet standardıdır. Adıl yargılanma ilkesinin özünü, hakkaniyete uygun yargılama ilkesi oluşturmaktadır.[10]


c) HAK ARAMA HÜRİYETİ VE UZLAŞMA: Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde iddia ve savunma hakkına sahiptir. Bu hak Anayasanın 36 inci maddesinde yer almaktadır. Bu sebeple İdareciler, bireylere uzun süre hak arama fırsatı vermemektedir. Meşru vasıta ve yol, mevzuatın düzenlendiği vasıta ve yoldur. Bu nedenle bu vasıta yollar dışında hakkın aranması çoğu zaman suçtur[11]. İdari düzenlemeyle mükellefler hakkında düzenlen vergi kabahat cezalarına karşı dava açma meşru yolların kullanılmasının önünün kapatılması bu ilke açısından sorun göze çarpmaktadır.

d) MASUMIYET KARİNESI VE UZLAŞMA: Bir suç ile itham edilen herkes suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar suçsuz sayılır. İnsan Hakları Avrupa sözleşmesinin 6/2 inci maddesinin ve Anayasamızın 38/4 inc maddesi de suçluluğu hükmen oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Diyerek masumiyeti teminat alıntına alınmıştır. Vergi idaresinin vergi kabahat suçuyla idarece düzenlen cezanın henüz sabit bir hüküm altına alınmadan uzlaşma müessesi işlenmektedir. Masumiyet karinesi, sanığın suçlu olduğuna yönelik ispat yükümlüğünün iddia makamı üzerinde olduğuna işaret etmektedir. İddia Makamı üzerine düşen ispat yükümlülüğü yerine getirmediği takdirde sanık berat edilecektir.[12]Avrupa İnsan Haklar Mahkemesi, Şüpheli veya sanığın kanuna göre suçlu bulunmadığı ve özelikle de savunma haklarını kullanma imkânı bulunmadığı takdirde, onun hakkındaki yargısal bir kararın suçlu olduğu fikrini yansıtması durumda, masumiyet karinesinin ihlal edileceğini belirtmiştir.[13]İdarenin uygulamaları neticesinde kesilen vergi kabahat cezaları bu yönüyle de masumiyet karinesinin ihlalinden söz edilebilmektedir. Ceza hukukunun amacı tazmin, ödetme ya da edim dayatma değil; zararı önlemedir. Ceza, suç işlemenin maliyetini artırarak zararı önler. Amaçlanan, ceza olasılığı vasıtasıyla caydırıcılıktır. Burada vurgulanması gereken, cezanın bu boyutunun failin cezayı hak etmesiyle ilgisinin olmamasıdır. Suçun önlenmesi amacı taşıyan önlemler kusurlu masum ayrımı bu yüzden belli sınırlar olması gerekir[14]. İdari ceza yaptırımının kusur işleminin kusurluğun mevcudiyeti ve ağırlığı ölçüsünün tespitine uygunluğu olup olmadığı sorunudur.

e) ADALET İLKESİ VE UZLAŞMA: Anayasanın vergi yükünü herkesin ekonomik gücüne göre yükümlülük getirmiştir dolaysıyla vergide adalet esastır. Vergi yükünün adaletli ve dengeli dağılımı, maliye politikasının sosyal amacıdır. Kanunsuz vergi olmaz ve temsilsiz vergi olmaz prensipleri esastır. Üstün güç ve ayrıcalıklara sahip idarenin faaliyetleri sırasındaki eylem ve işleriyle hukuka aykırı olarak, bireylere zarar verilmesi, devletin adaletli olması gereği inancı çerçevesinde, insanlık tarihinde bugüne kadar kişilerin yönetimde beklediği adil hak arama ve sonuçlanmasıdır. Devlet yetkisini kamu gücünü kullanarak delilden yoksun davranışlar eylem ve işlemleri ile bireylere tarh edilen vergi ve cezalarını adil bir şekilde kurallar, belirli davranış kalıpları öngören ve harekâtlarımızı yönlendirilen: ikincil kurallar ise, birinci kuralların yapılması, değiştirilmesi, ortadan kaldırılması ve uyuşmazlıkların kim tarafında nasıl çözümleneceğini belirleyen kurallardır.[15]Toplum düzeninde hakım olunması gereken hukuktur tüm uyuşmazlıkları hukukun belirlediği norm adalet ölçeğinde çizmektir.

f) ALENİYET İLKESİ VE UZLAŞMA; Sözlü ve aleni duruşma yapılması AİHS 6/1 maddesinde temel ilkelerinden biridir. Suç isnadı kategorisi bakımından özelikle önem arz etmektedir. Türkiye’de ve birçok ülkede İdari vergi ceza davalarında kural yazılı yargılama usulü olup inceleme dosya üzerinde yapılır duruşma yapılmaksızın karar verilir.[16]

g)EŞİTLİK İLKESİ VE UZLAŞMA: Eşitlik ilkesi, her şeyden önce herkesin her kim olursa olsun kanunlar önünde aynı haklara sahip olması, devletin hiçbir kişiye aileye zümreye veya sınıfa ayrıcalık tanımamasını ifade eder.[17]Aym bir kararında :Salt vergisel uyuşmazlıkların, başta mülkiyet hakkı olmak üzere medeni hak ve yükümlülükler anlamında önemli yansımaları bulunan bir ilişki olduğu anlaşılmakta ve belirten tespitler çerçevesinde vergi uyuşmazlıklarının adil yargılama hakkına ilişkin güvenceler kapsamında değerlendirilmesi sonucuna ulaşmaktadır[18].

HÂKİMİN TARAFSIZLIK İLKESİ VE UZLAŞMA: Mahkemede verilen kararların adil olması için kararı veren hâkimin etki altında olmaması gerekir. Bu nedenle ceza muhakemesi hâkiminin bağımsız olması temel ilkedir. Bağımsızlık ve tarafsızlık kavramları birbirine çok yakın kavram olmakla beraber, mahkemenin davanın taraflarından bağımsız görev yapması bağımsızlıktan çok tarafsızlıkla ilgilidir. Bağımsızlık, mahkemenin yargıcının kendi dışında olan ve özgür karar verilmesini etkileyen bir husustur. Tarafsızlık, Yargıcın[pm2] kendinden kaynaklanan bir durumdur.[19]Vergi uyuşmazlıkta uzlaşma taraf olan idare uzlaşmayı sağlamayı karar verendir.


MAKUL SÜREDE YARGILAMA HUKUKU VE UZLAŞMA: Adil yargılanma hakkının gereklerinden biri olan makul sürede yargılanma hakkı vergisel uyuşmazlıklar bakımından da uygulanma alanına sahiptir. AYM İçtihadı uyarınca makul sürede yargılama hakkı gerek vergi asılına ilişkin uyuşmazlıklar gerek vergi cezaları gerekse de vergi cezası aslının birlikte şikâyet konusu yapıldığı bütünleşik davalar bakımında uygulanabilirdir[20]


DÜRÜST İŞLEM İLKESİ VE UZLAŞMA: Ceza muhakemesi işlemleri yasal ve ahlakı olmalıdır. Ceza muhakemesinde şüpheyi ortaya koyan delillerin kendine özgü özelikleri bulunur. Bunlardan biri de delillerin aranmasında doğruluk kurallarının önemidir. Doğruluk kuraları ise, devlet ve suçlu arasında bir denge olmasıdır.[21]Vergi uyuşmazlıklarında delillerin doğruluğu ve işlemlerin gerçekliği aramaksızın işlem bir olgu olarak ihtilaf konusu sayılarak uzlaşma müessesi tarafından çalışılmaktadır.


MADDİ GERÇEĞİN RE’SEN ARAŞTIRILMASI İLKESİ VE UZLAŞMA: Ceza muhakemesinde maddi gerçek aranır. Buna karşılık medeni muhakemede şekli gerçek ile yetinir.[22]Uzlaşma müessesinde maddi gerçeği aranmaz var olan durumu kabul edilerek ihtilaflı konu ile uzlaşma sağlanmaktadır. Ceza muhakemesi tarafların taleplerine bağlı olmak sizin CMK 225/2 resen maddi gerçeği araştırır.


SİLAHLARİN EŞİTLİK İLKESİ VE UZLAŞMA: Kural olarak silahların eşitliği ilkesinin, duruşmada ve kanun yolu yargılamasında geçerli olduğunu ileri sürülmektedir. Sanığın veya şüphelinin hakları ile iddia makamın savların tanıkların imkânların eşitliği esastır. İddia makamlarına karşı sanığın kendine savunmasına yeterli imkânın tanınmasıdır. Sanığım aleyhine olan bir duruma imkân verilmemesi gerekmektedir. Vergide uzlaşma tamamen idarenin iddia ve savlar neticesinde oluşmuş vergi ve cezalarına karşı uzlaşma ile sonuçlanmasını beklemektedir. Silahların eşitliği ve çekişmeli yargılama ilesi, hakkaniyete uygun yargılamanın temel unsurunu oluşturmaktadır. Silahların eşitliği ilkesi uyuşmazlığın taraflarının mahkeme önünde sahip olunan hak ve yükümlülükler açısından eşit olması anlamına gelmektedir.[23]Uzlaşmada idarenin tarhiyat yaptığı vergi ve cezaları yine idarece mükellefler uzlaşmaya yönelmesini sağlamaya çalışmaktadır. Çekişmeli Yargılama İlkesi, silahların eşitliği ilkesi ile de yakında ilişkili olup, bu iki ilke birbirini tamamlar niteliktedir[24].


ŞÜPHEDEN SANIK YARARLANMASI VE UZLAŞMA: Yargılamada, kanunda tanımlanan fiilin, fail tarafından gerçekleştirip gerçekleştirmediğini, eldeki delillere dayanarak faile yapılan objektif isnatlar yerine getirilmesini ve yargılamanın başından beri olduğu varsayan sanığın ilgili fiili gerçekleştirip gerçekleştirmediği yönünde şüphenin sübut etmediğine kanaat getirilerek, sanığın beraatına karar verilmesi ifade eder.[25] İdarenin ileri sürdüğü iddiaları ispat etmekle yükümlüdür. Ancak Uzlaşma müessesinde idarenin mükellef aleyhine kesilen vergi kabahatleri cezası iddialarını ispat etmeksizin kesilen vergi ve cezalar yönünde uzlaşma sağlanır. Ancak şüpheden sanık yararlanır ceza muhakemesi ilkesine aykırılığı açıktır.


UZLAŞMADA VERGİ ASLININ KAPSAM DİŞİ TUTULMASININ HUKUKA AYKIRILIĞI:

Vergi aslı ile vergi cezalarına karşı birlikte dava açılması durumuna yanı vergi aslı ve cezası bütünleşik davalar işaret etmektedir. Vergiyi doğuran olayı ihmali kusurlu davranışı bir bütünlüğü ifade edile bilmektedir vergi yükümlülüğü yerine getirmede kanun belirlediği kusuru her ikisini doğurmasını sağlamaktadır. Ölçülük ve kusurluk ağır cezasını birlikte dava konusu yapıldığı bir bütün olarak görülmesi gerekmektedir. Nitekim Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin KDV aslı ve buna dayanılarak verilen vergi kaçakçılığı birlikte dava konusu edilmesi yönünde kararları mevcuttur. Uzlaşma da uzlaşmanın vergi aslı değil, sadece ceza konusu uzlaşma sağlamasına yönelik idarenin eylemi hukuka aykırılık teşkil etmektedir. Ceza ve vergiyi doğuran olay aynı fiilin bir bütünlüğüdür.


GEREKÇELİ KARAR HAKKI VE UZLAŞMA: Gerekçeli karar da adil yargılama kavramının bir unsuru olarak teşkil edilmektedir. Devletin yargılanması ve uluslararası yargılama ile ilgili düzenleme gereği mahkeme kararları, gerekçeli kararlı olması zorunludur. Yargılanmanın kişilere teminat sağlayan gerekçeli karar hakkı, adil yargılamaya hizmet eder.[26]Gerekçe, hukukun adalete nasıl dönüştüğünün metodolojik izahıdır. Gerekçe yargılayan ve yargılananların, hukuk ve toplum karşısındaki koordinatını belirleyen bir temeldir. Gerekçe kuralı savunma hakkı ile kanun yolarının etkili kullanımını ve kararlarda nedence disiplinin sağlamayı erek edinen ve gözünü duruşma salonda ayırmayan yargılama vektörüdür.[27]Anayasanın 141/3’ücüncü maddesi Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Şeklinde yer almaktadır tüm mahkeme kararları gerekçeli olması zorunludur. Ancak Vergi kabahatleri cezalarında uzlaşmada bir gerekçeli karar dan söz edilemez idarenin mükellefin kabul etiği bir vergi ve cezanın indirimiyle uzlaşma tutanakları imzalanmaktadır.

SONUÇ: Vergi anayasada temel hak ve özgürlükler arasında sayılmaktadır. İdarenin yetkileri sınırlandırılmış tamamen yasal düzenleme ile konulup kaldıracağı hükmüne bağlamıştır. Hukuk devletin gereği kişi hak ve hürriyetler içerisinde mutala edilmektedir. Hukuk devletinde kişi hak ve hürriyetlerinde gösterilen imtina vergi cezaların uygulanmasına da aynı imtinanın gösterilmesi anayasa açısında güvenceye alınmış bir kişi hak niteliktedir. Ceza yargılamada uygulanan imtina vergi ve kabahatler açısında da aynı imtina gerekmektedir.

Abdurrahman Filiz
Mali Müşavir& Bağımsız Denetçi
Ekim 2020

Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)

[1] Özgenç Nuri Berkay, Türk Hukukunda Mukayeseli Hukukta Uzlaşma, Legal yayınları, İstanbul,2015,s.101

[2] Toroslu nevzat, Ceza Hukuku Genel kısmı,Svaş yayınları,Ankara,2014,s.99

[3] Kayıhan İçel, Ceza Hukuku Genel Hükümler, Beta yayın,İstanbul,2017,s.85

[4] Topçu Kader Melis, Vergi Hukuku Özelinde Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru, Seçkin Yayınları,Ankara,2020,s.233

[5] Özgenç Nuri Berkay, Türk Hukukunda Mukayeseli Hukukta Uzlaşma, Legal yayınları, İstanbul,2015,s.102

[6] Özgenç Nuri Berkay, Türk Hukukunda Mukayeseli Hukukta Uzlaşma, Legal yayınları, İstanbul,2015,s.103

[7] Gedik Doğan, Yüce Ersoy, Kabahatler Hukukunda Mülkiyetin Kamuya geçirilmesi, Legal Yayınları,İstanbul,2011,s,45

[8] Şeker Hilmi, Esbab ı Mucibe’den Retoriğe Hukukta Gerekçe, Yeditepe Üniversite Yayınları,İstanbul,2018,s.509

[9] Özgenç Nuri Berkay, Türk Hukukunda Mukayeseli Hukukta Uzlaşma, Legal yayınları, İstanbul,2015,s.105

[10] Gemalmaz Burak, Öncu Gulay Arslan, Vergi Temel Haklar İnceleme I ,Beta Yayıncılık,İstanbul,2020,s.152

[11] Özbek.Kanbur,Doğan,Bacaksiz,Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, seçkin Yayınlar, Ankara ,2012,s.71

[12] Dündar Meltem, İngiliz ve Türk Ceza Muhakemesi Hukuklarında Hukuka Aykırı Deliller, XII Levha yayınları İstanbul,2018,s.59

[13] Tosun Seyfullah, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Masumiyet Karinesi, XII levha yayınları,İstanbul,2018,s.100

[14] Akdağ Hale, Ceza Hukukunda Kusurluğu Kaldıran Ve Azaltan Nedenler, Adalet yayınları,Ankara,2020,s.165

[15] Yılmaz Ejder, Adalet, Turhan Kitapevi,Ankara,2020,s.39

[16] Gemalmaz Burak, Öncu Gulay Arslan, Vergi Temel Haklar İnceleme I ,Beta Yayıncılık,İstanbul,2020,s.110

[17] Gerçek Adnan,Uygun Esra, Vergi Uyuşmazlıklarında Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru,Ekin Yayınları,Bursa,2018,s.122

[18] Yüce Mehmet,Vergi Davalarda Bireysel Başvuru,Ekin yayınları,Bursa,2019,s.341

[19] Yüce Mehmet,Vergi Davalarda Bireysel Başvuru,Ekin yayınları,Bursa,2019,s.274

[20] Gemalmaz Burak, Öncu Gulay Arslan, Vergi Temel Haklar İnceleme I ,Beta Yayıncılık,İstanbul,2020,s.104

[21] Özbek.Kanbur,Doğan, Bacaksiz,Tepe, Ceza Muhakemesi Hukuku, seçkin Yayınlar, Ankara ,2012,s.890

[22] Nuhoğlu Yenısey,Cezamuhakemesi Hukuku,Bahçeşehir üniversitesi Yayınlari İstanbul,2014,s,67

[23] Gemalmaz Burak, Öncu Gulay Arslan, Vergi Temel Haklar İnceleme I ,Beta Yayıncılık,İstanbul,2020,s.105

[24] Yüce Mehmet,Vergi Davalarda Bireysel Başvuru,Ekin yayınları,Bursa,2019,s.351

[25] Tosun Seyfullah, Anayasa Mahkemesi’ne Bireysel Başvuruda Masumiet Karinesi,XII levha yayınları,İstanbul,2018,s.62

[26] Özgenç Nuri Berkay, Türk Hukukunda Mukayeseli Hukukta Uzlaşma, Legal yayınları, İstanbul,2015,s.127

[27] Şeker Hilmi, Esbab ı Mucibe’den Retoriğe Hukukta Gerekçe,Yeditepe Üniversite Yayınları,İstanbul,2018,s.46


Kaynak: www.bdTurkey.com
(Bu makale kaynak göstermeden yayınlanamaz. Kaynak gösterilse dahi, makale aktif link verilerek yayınlanabilir. Kaynak göstermeden ve aktif link vermeden yayınlayanlar hakkında yasal işlem yapılacaktır.)