Bilindiği üzere seçimlerden sonra ekonomik politikalarda meydana gelen değişme nedeniyle Merkez Bankası düzenli olarak faiz artışı gerçekleştirmektedir.

Son olarak da, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükseltmiş bulunmaktadır. Bu durum beklenilenin bir miktar üzerinde olsa da genel politikalarla uyumlu olarak değerlendirilmektedir. Tabi bu durum tüm işletmeleri olumsuz olarak etkilemektedir. Çünkü işletmeler – kredi kullanımına –  BDDK’nın getirmiş olduğu kısıtlamalar ve bankaların bir planlama yapamamaları   nedeniyle  finansman kaynağına ulaşmakta zorluk çekmekte iken, gelinen bu  noktada finansmana ulaşmak hem zor hemde oldukça maliyetli bir hal almış bulunmaktadır. Ülkemiz işletmelerinin sermaye yapılarının zayıf ve kredinin bir Özkaynak olarak değerlendirileceği de düşünülecek olursa bu dönem işletmelerin içinde bulunduğu durum daha iyi bir şekilde anlaşılabilecektir.

Tabi durum bununla da sınırlı kalmıyor. Çünkü Hazine ve Maliye Bakanlığı tam saha press uygulayarak kamu alacaklarını tahsil etmek için çaba sarf etmektedir.  Bu amaçla Hazine ve Maliye Bakanlığı 17.08.2023 tarih ve 2023 / 5 sayılı tahsilat iç genelgesi ile düzenlemeler yapmış bulunmaktadır. Söz konusu düzenlemeler ile vergi dairelerine olan borçların tecil ve taksitlendirme konusunda yetki tutarlarını artırarak bu talepleri daha kasa zamanda karşılaması amaçlanmaktadır. Ancak bunun yanısıra Hazine ve Maliye Bakanlığının ülke genelinde de ciddi bir tahsilatı hızlandırma çalışmasına başladığı da bilinmektedir. Dolayısıyla işletmelerin “ en kolay kredi ödenmeyen vergi “ düşünceleri de bu uygulamalar ile son bulmuş durumdadır. Çünkü bakanlık ciddi şekilde ödenmeyen vergilerin peşine düşmüş durumdadır.

Peki şimdi ne olacak işletmeler nasıl bir model izleyerek ticari hayatlarına devam edecek!

Bankalar kredi vermiyor, verseler bile vade çok kısa maliyetler ise çok yüksek seyrediyor, Maliye Bakanlığı haklı olarak vergilerin ödenmesi için bastırıyor, enflasyon oranı çok yüksek seyrediyor dolayısıyla işletmeler yerine koyma maliyetlerini bilemezken kendi maliyetlerine de net olarak hesaplayamıyorlar.

Tabi birde yakın bir zamanda seçim var. Her seçim gibi bu seçimin de siyasi sonuçları dışında ciddi bir ekonomik sonucunun olacağıda çok net. Yani aslında seçime kadar bu şekilde gidilebilse bile seçimden sonra nasıl bir tablo ile karşılaşacağımızın belirsizliği var.

İşte tüm bu tespitlerin ışığı altında sektör ayrımı gözetmeksizin tüm işletmelerin oldukça temkinli davranması, yeni yatırımlarını ertelemesi, bu süreçi büyümek için değil, asgari ticari faaliyetine devam etmek için değerlendirmesi, ticari alacak ve borçlarını dengeleyerek süreci yönetmesi, maliyetlerini azaltmak için gereken tedbirleri alması, organizasyon yapılarını gözden geçirmeleri, kısacası ciddi bir reorganize süreçine girmelerinin yerinde olacağını düşünmekteyim. Aksi takdirde istenmeyen sonuçlarla karşılaşılabilecektir.

Bütün bu nedenlerden dolayı tüm işletmeleri her zamankinden daha özenli ve dikkatli bir süreç yönetmeye davet ediyoruz.